Şebnem Dönmez'den yıllar sonra gelen çocukluk itirafı
Gazeteci Sibel Arna'nın YouTube programı 'Ne Olursan Ol Rahat Ol'a katılan güzel oyuncu Şebnem Dönmez'den bomba bir aşk itirafı geldi. '10 yıldır singledım. Sonunda bunu kıracak biri çıktı. Aç bayrakları gibi bir durum var' diyerek aşk müjdesi veren oyuncu, erkeklerden bir şey almayı 50 yaşında öğrenmeye çalıştığını da anlattı.
“Erkekler verdiği zaman maskülen hissediyormuş”
İşte Sibel Arna’nın programından öne çıkan başlıklar:
“Eskiden her şeyi kendim yapmak isterdim. Biz kadınlar kendi ayaklarımızın üzerinde durmak adına hep bir şeyleri kendimiz başarmaya çalıştık yıllarca. Tabii ki yaratmaya devam edeceğiz. Ama yanımda centilmen biri varsa çantamı verebilirim. ya da bir arabadan yardım için inerken elimi uzatabilirim. Dişil enerjinin bir şeyleri oldurmaya çalışmaktan ziyade almaktan da beslendiğini öğrendik. Bir erkek verdiği zaman kendini daha maskülen hissediyor. Biz de bunu yeni öğrendik bu yeni bir bilgi. Ben yıllarca erkek arkadaşlarımla tatile giderken uçak bileti paramı, tatil paramı ben öderim diye tutturdum. Şimdi karşımdakinden eminsem ödemesine izin veririm. Biz de büyüyoruz.
Aç bayrakları gibi bir durum var
Ben 10 yıldır single dım. Koskoca on yıl. Tabii ki on yıl içinde birileri benimle birlikte olmayı istedi. Benim hissetmek istediğim standart bir duygum vardı, onu hissetmediğim sürece, yaşamak istemiyordum. Ve biri onu kırdı. Aç bayrakları gibi bir durum var. Dolayısıyla ben şimdi on sene önceki Şebnem’den çok farklı bir insanım artık. 50 yaşındayım. Güzel bir noktadayım. İlişki yaşarken daha rahat bir insanım artık. Yaş almak çok güzel bir şey.
Seviyorlar beni
Ben küçükken sana aşıktım cümlesini çok duyuyorum. Hala utanıyorum tabii ki. Yeni jenerasyon “Medcezir” dizisinden tanıyor. Farklı disiplinlerde şeyler yaptığım için , 80 lerde doğanlar bana bakınca kendi hayatlarını dönem dönem hatırlıyor. Ama çocukluk aşkı mı bilmiyorum ama ne mutlu bana ki seviyorlar beni. İçinde çok saygı barındıran samimi bir sevgi bu.
Dolgu botoksum yok
Botoksum yok, dolgum yok, cilt bakımına gitmeye bile üşeniyorum. Makyajımı siliyorum, nemlendiricimi sürüyorum, çok iyi uyuyorum ve bol bol su tüketiyorum.
Annemin gidişi içsel bir erginlenme oldu
50 yaşındayım. Geçen sene bugünlerde annem vefat etti. Babamı 27 yaşında kaybetmiştim. İyi olduğunu hissediyorum her neredeyse. 49 yaşında anneyi kaybetmek içsel bir erginlenme gibi oldu benim için. Son beş altı yılım içedönük geçmişti. Annemin de gidişiyle açılmak ve hayata nüfuz etmek istedim. Şu anda çok sosyal olduğum çok iş yaptığım bir dönemdeyim. Ama kendimi korumayı, sosyal olduğum kadar da yalnızlığımın tadını çıkarmayı biliyorum.
Dizi yazacağım
İlk keşfettiğim yeteneğim yazmak. Ben çocukken yazar olacağımı zannediyordum. 16 yaşında para kazanıp aileme bakmak gibi bir yola girdim. Şu anda çok göz önünde olduğum bir dönemdeyim ama bir gün mutlaka oturup bir dizi yazacağım. Çünkü ne anlatmak istediğimi çok iyi biliyorum.
İstenmeyen çocukmuşum
Kel falan doğmuşum ben. Güzel bir çocuk değilmişim. Bir de istenmeyen çocukmuşum. Almanya’da doğmuşum, aslında istemiyorlarmış, yeri ve zamanı değilmiş. Beni bir dadıya vermişler. Annem hafta sonları geliyormuş sadece. Bana bu hikayeyi anlatıyorlardı, istemiyorduk seni diye, sonra da “sen doğdun seni çok sevdik” diyorlardı.”