Oyuncu Sıla Türkoğlu nasıl keşfedildi?
Kızılcık Şerbeti dizisinin yıldızı Sıla Türkoğlu, Hürriyet'ten Hakan Gence'ye verdiği röportajında 'Aşk insanı kendine karşı bile ayaklandıran bir duygu' dedi.
Küçükken insanların eleştirilerini çok kafaya takması onu tiyatro sahnesine taşıdı. Instagram üzerinden keşfedildi. 4 yıl önce rol aldığı ilk işinin ardından başrollere terfi etti. İsmi neredeyse her hafta sosyal medyanın ‘Trendler’ listesinde. Merak ediliyor ama hakkında çok az şey biliniyor.
Hürriyet’ten Hakan Gence, Sıla Türkoğlu’yla buluştu; hayatını, işini, aşkı ve bilinmeyenlerini konuştu:
“Net ve dobrayımdır, sevmediğim bir şey varsa açık açık söylerim. Ama dobralığı bazen insanlar kötü algılayabiliyor, çoğu arkadaşımı bu yüzden kaybettim.”
Uzun zamandır sosyal medyada ismini sık sık ‘Trendler’de görüyorum. Hakkında arama yapıyorum ama çok fazla bir bilgi de yok. Merak ediyorum, sen kimsin?
Ben Sıla. İzmir Bornova’da doğdum. Mahalle ortamında büyüdüm. 23 yaşındayım. Üç kardeşiz; iki ablam var, ben evin en küçüğüyüm. Bu yüzden biraz şımartılmışım diyebiliriz. Çocukluğuma gittiğimde hiç mutsuz bir anım olduğunu hatırlamıyorum. Hep mutlu ve özgür bir çocuktum.
Sen nasıl girdin bu sektöre?
Anasınıfındayken tiyatro gösterisinde rol almışım ama bunu hiç hatırlamıyorum. Sonradan fotoğraflarda gördüm. Demek ki o zamanlardan beri varmış içimde diye düşündüm (gülüyor). Bir de çok maymun iştahlı bir çocuktum. Bir ara voleybol oynadım, sonra resimle ilgilendim, birinciliklerim vardı. Hatta öğretmenlerim “Seni güzel sanatlara hazırlayacağız, ressam olacaksın” derdi.
Neden oradan devam etmedin?
İnsanların eleştirilerini çok çabuk kafama takıp hemen vazgeçiyordum. Lise üçüncü sınıfta çok sevdiğim bir edebiyat öğretmenim “Amatör bir tiyatro ekibi kuruyoruz, seni de aramızda görmek bizi mutlu eder. Gelir misin” dedi. Kabul ettim. Sonra baktım ki ben o ekip duygusunu, kulisi çok seviyorum. Her gün oraya gidiyorum ve insanların eleştirileri umurumda olmadan yola devam edebiliyorum. ‘Galiba mesleğimi buldum’ diye düşündüm. Aileme söyledim, İstanbul’a karşı başta çok önyargılı oldukları için hiç istemediler.
Nasıl kırdın o önyargıyı?
Çok inatçı bir kızım, kafaya koydum. Onlar da bir süre sonra ikna oldu ve İstanbul’a taşındım.
Nasıl keşfedildin?
Instagram üzerinden keşfedildim. Tiyatrodaki fotoğraflarımı gören bir ajans bana ulaştı. Deneme çekimine yolladılar ve kabul edildim.
Deneyimin yokken seçilmeyi nasıl başardın? Kameranın önüne geçtiğin ilk anı hatırlıyor musun?
Oyuncu olduğuma bakma, ben gerçekten çok utangaç biriyim aslında. İlk kamera önüne geçtiğimde de tiyatrodan geldiğim için büyük, çok abartılı bir oynama söz konusuydu. Bana “Böyle olmaz” dediler. Ve zamanla çözdüm. ‘Ağlama Anne’den sonra ‘Yemin’e geçtim, günlük diziydi. Sonra ‘Emanet’ ve şimdi ‘Kızılcık Şerbeti’.
Oyunculuk şu an senin için ne ifade ediyor?
Sonu olmayan bir yol. Kendimde bir şeyleri oyunculuk sayesinde keşfetmek beni çok mutlu ediyor ve heyecanımı giderek arttırıyor. O yüzden oyunculuk benim hayatımın olmazsa olmazı.
İlişkilerinde çok sevdiğin biri için değişir misin?
Âşık olduğum için değiştiğim oldu. Ama onu da farkında olmadan yapmışım. Gerek yokmuş. Çünkü bir ilişki yaşıyorsak birbirimizi neden değiştirelim? Senin hiçbir zaman kafandaki insan olamam. Zaten sana saf Sıla olarak geliyorum. Beni değiştirme, sana uymuyorsam da ‘olmaz’ de, geç işte.
23 yaşındasın. Senin yaşlarında o kadar çok yeni oyuncu var ki... Farkın nedir?
Çoğu oyuncu arkadaşıma lafım olamaz. Oyuncu olmayan fakat oyuncu olmak isteyen birçok insanla da denk geldiğimde çoğunun oyunculuğu şöhret ya da para için tercih ettiklerini görüyorum. Büyük ihtimal bende bunlar olmadığı ve bir işi hakkını vererek yapmak istediğim için beni izliyor olabilirler.
Haksızlığa uğradığın oldu mu?
Uğradım, evet.
Karşılığı ne olur, intikamcı mısın?
Asla değilim. İlahi adalet diye bir şey var, buna inanıyorum. Ne yaparsak bir şekilde onu yaşıyoruz hayatta.